Güncelleme Tarihi:
FİDAN ‘SIR KÜPÜM’DÜ YORULDUĞUNU SÖYLEDİ
- ‘Hakan Fidan’ın istifasını doğru bulmuyorum’ dediniz. Daha detaylı bilgi vermeniz mümkün mü?
MİT sıradan bir kurum değildir. Sıradan bir insanı da kolay kolay getiremeyiz oraya. MİT’in başında son derece güvenilir bir kişi olmalıdır. Nitekim ben oraya son derece güvenilen, hatta ‘sır küpüm’ olarak görebileceğim birini getirmiştim. Daha öncesinde söz konusu arkadaşı özel temsilci olarak görevlendirdiğim anlar da olmuştu. Dolayısıyla bu makama gelmiş olan bir kardeşimizin milletvekili adayı olmak ya da onun ötesinde bazı görevleri kafasında planlamak gibi bir durumu olabilir. Ya da ona belki bu tür bazı vaatlerde bulunulmuş olabilir, orasını bilemem. Dolayısıyla doğru bulmuyorum ama kendileri artık yorulduklarını söyleyerek, burada daha fazla devam edemeyeceklerini söyleyerek maalesef böyle bir adım atmayı uygun buldular ve bu adımı attılar. Bundan sonraki süreç Sayın Başbakan’a ait olan bir süreçtir. Yerine kim gelecekse Sayın Başbakan teklif yapar. Biz de onar ya da onamayız. Kimin geleceği çok önemli, çünkü bizim Paralel Yapı’yla mücadele esnasında neler yaşadığımız, neler çektiğimiz, her şey ortada. Böyle bir ortamda böyle bir tabloyla karşı karşıya kalmayı ben asla doğru bulmam.
- Bu süreçte sıkıntı olur mu?
Yok, ne sıkıntı olacak. Ben her zaman söylüyorum. Tek kişi dahi kalsam ben bu mücadeleyi sonuna kadar sürdürürüm. Paralel Yapı ve benzerleriyle...
- Kılıçdaroğlu’nun bazı açıklamaları olmuştu, ‘Başbakanlıkta boşluk var, orayı dolduracak, o yüzden istifa etti’ gibi...
Sen mevcut Başbakan’ın gidip gitmeyeceğiyle ilgileneceğine kendine bak. Sen nereye gelebiliyorsun ona bak. Kendisinin böyle bir hayali, böyle bir derdi yok. Ben başbakan olabilir miyim diye düşünmüyor, Davutoğlu üzerinden politika üretmeye kalkıyor.
İMAMLAR AÇIKLANINCA BAKALIM NELER OLACAK
- Gülen grubunun lobi faaliyetleriyle birlikte ABD Temsilciler Meclisi’nden 88 kişinin imzası olan bir mektup gönderildi Kerry’ye (ABD Dışişleri Bakanı). Türkiye’de basın özgürlüğünün olmadığı gibi eleştiriler var. Ne diyorsunuz?
Parlamentoda Amerika-Türkiye Dostluk Grubu milletvekillerimizin bu mektuba yönelik Sayın Kerry’e bir karşı yazısı olacak. Arkadaşlar zannediyorum hazırlıyorlar bu yazıyı. Benim için manidar olan, gerek o yazıyla ilgili gerek seçim kampanyalarında partilere yapılan bağışlar vs. ile ilgili bilgiler geliyor. Nereden nereye nasıl kaynaklar aktarıldığı noktasında da keza bilgiler geliyor. Öyle sanıyorum ki bunlar yarın kitaplar haline, belgeseller haline gelecek ve uluslararası siyaset camiasını sarsacak nitelikle şeyler ortaya çıkacak. Çok ilginç şeyler var: Bakın bu sabah 21 kişilik bir operasyon yapıldı, öyle değil mi? Bu operasyonun liste başında kim var? Fethullah Gülen var, alt sıralarda da malum alınan isimler var. Bunlarla ilgili adımı Emniyet-yargı müşterek olarak sürdürüyor. Artık iş derinleştirilmeye başladı. Derinleştikçe daha başka şeyler de ortaya çıkmaya başlayacak. Türkiye’deki şehir imamları açıklandı ve bunların hepsi birden kaçıverdi. Yakında belki de ülkelerin imamları açıklanacak. Ülkelerin imamlarının açıklanmasıyla birlikte uluslararası camiada bakalım neler olacak. Ben geçen gün Mali Cumhurbaşkanı’na bunu açıkladım. Mali Cumhurbaşkanı hiç tereddütsüz, anında, ‘Türkiye Cumhuriyeti’ne ters hareket eden kim varsa bize ters hareket etmiş olur’ dedi. ‘Gereğini yaparız’ dedi.
TEK BAŞIMA DA KALSAM BU MÜCADELEYE DEVAM
- Bu tehditle mücadelede sizin bir endişeniz mi var ki, ‘Ben yalnız başıma kalsam bile tek başıma mücadele edeceğim’ diyorsunuz, devletin tüm kurumlarının gerekli hassasiyeti göstermediğini mi düşünüyorsunuz?
Ben kendi hassasiyetimi ortaya koyuyorum. Ve hükümetten, tüm kurumlardan bu hassasiyeti bekliyorum. MGK tavsiye kararı hükümete iletildikten sonra, hükümet gerekli adımları attı. Nisan ya da mayıs ayında yayınlanacak olan MGK Ulusal Güvenlik Siyaset Belgesi’nin içine bu girmiş olacak. Bu aynı zamanda yargının elinde de önemli bir dayanak olacak alacakları kararlarda, atacakları adımlarda bunun önemli yeri olacağına inanıyorum. Buna ne kadar önem verdiğimi ifade etmek için ‘Tek de kalsam bu mücadeleyi sürdüreceğim’ diyorum. Bugün PKK terör örgütü bile uluslararası camiada bunların Türkiye’ye verdiği zararı vermemiştir. Bunlar uluslararası camiada uluslararası parlamentolarda, devlet başkanlarıyla, şunlarla bunlarla her türlü kirli ilişkiler içine girerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kötüleme gayreti içindeler. PKK bunların bu yolunu denemiyor. Onların denediği yol silahlı eylemler. Türkiye’de medya özgürlüğü yokmuş, Türkiye’deki medya özgürlüğü bugün Amerika’da yok. New York Times’ta böyle bir yazıyı nasıl çıkartıyor bunlar? Acaba siz Türkiye’de Amerika aleyhine böyle bir yazı çıkartabilir misiniz? Çünkü bunlar arazinin rengi neyse o renge rahatlıkla uyabiliyor. Onu oradan çıkarabilmek öyle kolay bir iş değil. Ve bizim çok hassas kurumlarımızın içerisindeki sızmaları bile aynen o şekilde ve değerler noktasında herhangi bir şeyleri söz konusu değil. İşte şimdi diyelim ki bakın faizsiz banka değil mi, işte katılım bankası. Ne yapıyor, diyor ki gidin bankalardan kredi alın, aldığınız krediyi getirin buraya yatırın. Böylece burayı ayağa kaldıralım gibi yollar kullanılıyor. Aynı şekilde mesela Kestanepazarı’na ilk geldiği zamanlarda yaptığı konuşmalar, açıklamalar var ama bir de 28 Şubat sürecinde yaptığı açıklamalar var. Nerelerden nerelere geldi.
ABD’ye gidince görev yüklendi
- Paralel Yapı’yı işledikleri suç boyutuyla konuşuyoruz ama bu yapının arka planında hiyerarşinin mükemmel işlemesinde inanç boyutu var. Bu çok fazla konuşulmuyor.
Bazı yazarlar bunların ‘Opus Dei’ (İspanya’da ortaya çıkan katolik tarikatlarından) tarikatını çağrıştıran bir yapılanma olduklarını ileri sürüyorlar. Aslında bunlar daha ziyade ABD’deki ‘Evangelist’lerin bazı radikal unsurlarını çağrıştırıyorlar. Bunlar tarikat havasında değiller. Bu orada (ABD’de) fazla yaşamanın getirdiği bir şey de olabilir. 1999 Türkiye’den gidiş, gidişten itibaren orada yüklenilen görev ve bu yüklenilen görevle birlikte yapılan şeyler orada. Ama tabanları bunu bilmiyor. Tabanları bunu tamamen dini meşruiyet olarak algılıyor bunlar da o dini meşruiyete sarılıyorlar. Öyle şeyler var ki bulunduğumuz makam bunları söylememize müsaade etmiyor. Böyle bir durum var ortada, açık ve net. Bunlarda bir kere ‘insana acıma’ diye bir şey yok. Geçenlerde bir başlık atmışlardı: ‘Kod adı Süfyan yeri Sincan’. Kimin kod adı Süfyan? Beni kastediyorlar. Beddua seansları yaptılar. Yasal olarak bazı düzenlemeler yaptık. Ama onların işine yaradı. İş 2010’da referandumla başladı. Ama bu iş bumerang gibi... Onlar savurdu, şimdi onlara döndü. Haziran seçimleri bu yüzden önemli...
Küba’ya cami için başvurduk bekliyoruz
- Ziyaretleriniz sırasında Küba’ya cami yaptırma meselesi gündeminizde olacak mı?
Ortaköy Camisi’nin benzerini yapmak için başvurduk. Bekliyoruz... Suudiler de başvurmuş. İzin çıkarsa yapacağız. 4 bin kadar Müslüman var Küba’da.
Seçimde yeni anayasa ve Başkanlık oylanacak
- Bu seçim (Haziran seçimi) yeni anayasanın ve Başkanlık sisteminin oylanacağı bir seçim mi olacak? Vatandaş bu seçimi böyle mi görmeli?
Evet. Aynen öyle olacak. Sayın Başbakan da böyle söylüyor. Seçim bunun üzerine... Bunun oylanacağı bir seçim olacak. Yeni anayasanın içinde Başkanlık mutlaka yerini almalıdır. Çözüm Süreci yerini almalıdır. Demokrasi paketleri yerini almalıdır.
- ‘HDP barajı aşamazsa Diyarbakır’da alternatif meclis kurulur’ lafları ediliyor. Ne düşünüyorsunuz?
Siyasetin içinde adeta doğdum, büyüdüm, bu noktalara geldim. Bu süreçte bu isimlerin yaptığı açıklamanın Türkiye gerçekleriyle bağdaşır bir durumu yok. Eğer A partisi, B partisi barajı aşamazsa, bu durum, yüzde 50 oyla anayasayı değiştirecek noktaya getirir sizi. Onların Diyarbakır’a ayrı bir parlamento sözleri bir anlam ifade etmiyor.